KFS0125


Batı Karadeniz’in yemyeşil doğasında gezinirken, kendimizi bu küçük mucizenin karşısında bulduk. Minik bir derenin üzerine kurulmuş bu asma çay bahçesi, adeta doğanın kalbine bir davet gibiydi. Ahşap bir yapıya yaslanmış, derenin üzerinde kurulu bu köşe, basit beyaz sandalyeler ve masalarla süslenmiş. Bir yandan derenin huzur veren sesi, bir yandan da ağaçların gölgesiyle misafirlerini ağırlamaya hazır. Öylesine naif, öylesine içten bir yer ki insan, burada oturup saatlerce doğanın melodisini dinleyerek kahvesini yudumlayabilir.

Ahşap köprü formundaki bu bahçenin etrafında renk renk açan güller, yer yer bembeyaz kireçle boyanmış ve börtü böcekten korunmuş ağaçlar ve minik derenin kıyısında doğanın rastgele sunduğu yeşillikler tam bir pastoral tabloyu andırıyor. Bu görüntü, adeta modern dünyanın karmaşasından bir an olsun sıyrılıp, doğayla yeniden bağlantı kurmasını fısıldıyor insana. Sadelik içerisinde nasıl bir güzellik yattığını görmek için birebir ortam.

Buradan geçen herkesin durup bu köşede biraz soluklanması, suyun şırıltısıyla birlikte bir bardak çay içmesi, üzerlerindeki tüm yorgunluğu ve stresi atmak için mükemmel bir fırsat, tabii görebilenler için. Eminim ki, hayatın tüm telaşına bir ara vermek için bu kadar basit bir huzur yeterlidir insana. Kim bilir, bu minik çay bahçesi belki de ormanın bize armağan ettiği bir dinginlik durağıdır… 😊