KFS0209


Fotoğraf: M. Haluk Saran

Buket’in gireceği bir duruşma için Uşak’a gitmiştik. O adliyede meşgulken, ben de şehri keşfetme fırsatı buldum. Yolum beni merkezi bir konumda bulunan, haritalardan çok net, kocaman bir daire şeklinde seçilebilen muhteşem Atapark’a yönlendirdi. Parkı dolaşırken, öyle bir an geldi ki; adeta büyülü bir atmosfere adım attığımı hissettim. Göz alıcı bir perspektife sahip, renkli beton çerçevelerin peş peşe dizilmesiyle oluşmuş bir yürüyüş yolunun hemen başındaydım.

O an, beni derinden etkileyen bir duygu seline kapıldım. Çerçeveler arasında yürürken, her adımımı adeta hayaller ve gerçeklik arasında bir köprü üzerinde atıyormuşum gibi hissettim. Renklerin dans ettiği bu benzersiz kompozisyon, ruhumda derin bir huzur yarattı. Her bir çerçevenin üzerinde bir öncekinin gölgesi dans ediyor, manzaranın derinlik ve zenginlik kazanmasını sağlıyordu.

Bu büyüleyici anı hemen fotoğraflamak istedim. Kameram ile yakaladığım her kare, duygularımı sonsuzluğa taşıdı. Bu fotoğraflar, soyut ve somutun, gerçeklik ile hayalin kusursuz bir dansını dondurmuştu adeta. Renkli beton çerçevelerin dokusunu, soğukluğunu ellerimle dokunarak hissedebiliyordum. Ancak, gölgelere dokunamaz, onları tutamazdım. Gözlerim gölgelere odaklanmış, gölgeler ise beni soyut bir evrene dalmaya çağırıyordu. Somut dünyadaki ellerimle gölgelere dokunmaya çalıştığımda, hemen soyut evrende kendi soyut gölgelerimi yaratıyordum, ellerim soyutluğa bürünüyordu.

Bu fotoğraf, benzersiz bir güzellik ve duygu yüklü anlamıyla benim için çok özel bir değer taşıyor. Perspektifin büyüsü, renkli beton çerçeveler ve gölgelerin etkileyici uyumu ile izleyicilerimi derin düşüncelere sürüklemek, hayal güçlerini harekete geçirmek, gerçeklik ile soyutun, somut ile hayalin kusursuz bir sentezi olarak görsel bir cazibe sunarak, ruhların derinliklerine dokunmak istedim.


Bir yanıt yazın