Mimarlık Sanatın Bir Dalı mıdır?

Epey bir süre önceydi. Ulusal yayın yapan bir TV kanalında program yapımcısı olarak çalışan aile dostumuz Sanat Tarihçisi Ebru Çanak, sanat üzerine yaptığımız bir sohbet sırasında yaşadığı ilginç bir olayı anlattı. Kendi ağzından aynen aktarıyorum:

Ulusal yayın yapan bir TV kanalında, “Bir Dünya Sanat” isimli programıma konuk olan bir üniversitenin Mimarlık Bölümü öğretim üyesi hanımefendi, “Mimarlık da sanattan beslenir” söylemim üzerine son derece üstenci ve küstah bir tavırla “Hayır, buna asla katılmıyorum. Mimarlığın sanatla ilgisi yok. Bambaşka bir bilim dalı. Kesinlikle bu söyleme karşıyım” diyerek müdahale etmişti. Bu konuşma, yayın öncesi çay kahve faslı esnasında gerçekleşti. Peki, bu mimar akademisyen hanım, sanat ile mimarlık yan yana gelemez diyerek karşı çıktığı ve ismi “Bir Dünya Sanat” olan, program sunucusunun da Sanat Tarihçisi olduğu bir programa neden katılma gereği duydu? Aslında yapılması gereken; “Madem öyle, biz size çay kahve ikram edip, uğurlayalım çünkü biz programlarımızda sanat konuşuyoruz” diyerek kibarca yolcu etmekti ama fazla nezaketten sineye çektik…

Ebru’nun anlattığı bu olay beni önce ürpertti, sonra da büyük bir şaşkınlığa itti. Öyle ağzım açık donmuş kalmışım. O zamandan beri bu konuda bir yazı yazmayı düşünüyordum ve işte o yazı karşınızda.

Soru biçiminde verdiğim yazı başlığına “Evet” diyen dostlar, haklılar; EVET, mimarlık da sanatın bir dalıdır. Bu konuyu birkaç mimar arkadaşıma da doğrulattım. Ayrıca Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde Fotoğrafçılık ve Kameramanlık eğitimi alırken, mimarlığın da sanatın bir dalı olduğunu öğrendiğim için bundan çok emindim.

Haydi, konuyu birlikte irdeleyelim:

Giriş

Mimarlık, insanlık tarihinin en eski ve en önemli disiplinlerinden biridir. Hem estetik hem de işlevsellik açısından büyük önem taşıyan mimarlık, yapıların tasarımı ve inşası ile ilgilenen bir disiplindir. Peki, mimarlık gerçekten bir sanat dalı mıdır? Bu makalede, mimarlığın sanatsal yönlerini ve neden sanatın bir dalı olarak kabul edildiğini irdeledim. Ayrıca, Türklerin mimarlık tarihine ve bu alandaki en büyük isimlerden biri olan Mimar Sinan’a da değindim

Sanatsal Yönleri

Mimarlık estetik değerler ve yaratıcı süreçler içerir. Bir bina veya yapı tasarlarken, mimarlar sadece işlevselliği değil, aynı zamanda estetik güzelliği de göz önünde bulundururlar. Bu, mimarlığın sanatsal yönünü ortaya koyar. Örneğin, ünlü mimar Antoni Gaudí’nin eserleri, sanatsal ve estetik açıdan büyük beğeni toplar. Gaudí’nin eserleri, mimarlığın sadece bir mühendislik disiplini olmadığını, aynı zamanda bir sanat formu olduğunu gösterir.

Tarihsel Perspektif

Tarih boyunca, mimarlık ve sanat iç içe geçmiştir. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde, mimarlık eserleri aynı zamanda sanat eserleri olarak kabul edilirdi Bergama Zeus Sunağı ve Kolezyum gibi yapılar, hem mühendislik harikaları hem de sanatsal başyapıtlar olarak görülür. Rönesans döneminde ise mimarlık, sanatın en önemli dallarından biri olarak kabul edildi. Michelangelo ve Leonardo da Vinci gibi sanatçılar, aynı zamanda mimar olarak da tanınırdı. Aynı dönemlerde Anadoluda inşa edilen camiler, medreseler, çeşmeler gibi yapılar da bizim kültürümüzü temsil eden mimari yansımalardır.

Şekil 1 -  Baergama Zeus Sunağı  (Berlin Pergamon Museum)

Şekil 1 –  Baergama Zeus Sunağı  (Berlin Pergamon Museum)

Modern Mimarlık ve Sanat

Günümüzde de mimarlık, sanatın bir dalı olarak kabul edilmeye devam etmektedir. Modern mimarlar, estetik ve işlevselliği birleştirerek yenilikçi ve yaratıcı yapılar tasarlamaktadır. Frank Gehry’nin Guggenheim Müzesi veya Zaha Hadid’in dinamik ve akıcı formları, mimarlığın sanatsal yönünü vurgular. Bu yapılar, sadece işlevsel değil, aynı zamanda görsel olarak da etkileyicidir.

Şekil 2 - Guggenheim Müzesi / Bilbao

Şekil 2 – Guggenheim Müzesi / Bilbao

Türklerin Tarihinde Mimarlık

Türklerin tarihinde mimarlık, kültürel ve sanatsal mirasın önemli bir parçasıdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde mimarlık, büyük bir gelişim göstermiş ve dünya çapında tanınan eserler ortaya çıkmıştır. Osmanlı mimarisi, İslam mimarisi ile Türk geleneksel mimarisinin birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. Camiler, medreseler, köprüler, hamamlar ve saraylar gibi birçok yapı, Osmanlı mimarlığının örnekleridir. Bu yapılar, estetik ve işlevselliği bir araya getirerek dönemin mimarlık anlayışını yansıtır.

Türk Tarihinde Önemli Mimarlar

Türk tarihinde önemli mimarlar arasında birçok isim bulunmaktadır. İşte onlardan küçük bir liste:

  • Mimar Sinan (1489-1588): Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde başmimar olarak görev yapmış olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun en ünlü mimarı.
  • Mimar Kemaleddin (1870-1927): Ankara Palas, Gazi Eğitim Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi Merkez Binası gibi yapılarıyla tanınan, Türk mimarlığının önemli isimlerinden biridir.
  • Vedat Tek (1873-1942): Türkiye’nin ilk modern mimarlarından biri; İstanbul’daki Büyük Postane ve Ankara’daki Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binası gibi önemli yapıları tasarlamıştır.
  • Sedad Hakkı Eldem (1908-1988): Modern Türk mimarlığının önde gelen isimlerinden biri, İstanbul’daki Atatürk Kitaplığı ve Taşlık Gazinosu gibi yapılarıyla tanınmıştır.
  • Turgut Cansever (1921-2009): Bodrum’daki Ertegün Evi ve İstanbul’daki Türk Tarih Kurumu binası gibi yapılarıyla tanınan, Türk mimarlığının önemli isimlerinden biridir.

Bu mimarlar, Türk mimarlık tarihine önemli katkılarda bulunmuş ve eserleriyle hem Türkiye’de hem de dünya çapında tanınmışlardır.

Mimar Sinan’ın Hayatı, Eserleri ve Mirası

Mimar Sinan, 1489 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun en ünlü mimarlarından biri olarak kabul edilen Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde başmimar olarak görev yapmıştır. Sinan, devşirme sistemi ile Osmanlı hizmetine girmiş ve Yeniçeri Ocağı’nda eğitim almıştır.

Kariyeri boyunca birçok önemli eser inşa eden Mimar Sinan’ın en bilinen yapıları arasında Süleymaniye Camii, Selimiye Camii ve Şehzade Camii bulunmaktadır. Süleymaniye Camii, İstanbul’un siluetine katkıda bulunan önemli bir yapı olup, Sinan’ın “kalfalık eseri” olarak bilinir. Selimiye Camii ise Edirne’de yer almakta olup, Sinan’ın “ustalık eseri” olarak kabul edilir. Bu yapılar, sadece dini ibadet yerleri değil, aynı zamanda mimarlık ve mühendislik harikalarıdır.

Mimar Sinan, Osmanlı mimarlığının altın çağını temsil eder. Geride bıraktığı eserler, estetik ve teknik mükemmelliği ile dikkat çeker. Sinan’ın mimari ilkeleri ve yenilikçi tasarımları, sonraki nesiller için ilham kaynağı olmuştur. Toplamda 364 eser inşa eden Sinan, Türk mimarlık tarihinin en büyük isimlerinden biri olarak anılmaktadır.

Şekil 3 - Mimar Sinan ve eseri Selimiye Camii -  Edirne /  Fotoğraf: Umut ÖZDEMİR  (2013)

Şekil 3 – Mimar Sinan ve eseri Selimiye Camii –  Edirne /  Fotoğraf: Umut ÖZDEMİR  (2013)

Sonuç

Sonuç olarak, mimarlık hem estetik hem de işlevsellik açısından, bir başka deyişle teknik ile sanatın el ele verdiği büyük önem taşıyan bir disiplindir. Tarih boyunca ve günümüzde, mimarlık eserleri sanatsal değerler taşımış ve sanatın bir dalı olarak kabul edilmiştir. Türklerin tarihinde mimarlık, kültürel ve sanatsal mirasın önemli bir parçasıdır ve Mimar Sinan, bu mirasın en önemli temsilcilerinden biridir. Onun eserleri, sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, dünya mimarlık tarihinin de önemli bir parçasıdır. Mimar Sinan’ın mirası, günümüzde de yaşamaya devam etmektedir.

Bu yazıma vesile olan Akademisyen Hanım’a teşekkür eder, kulaklarını çınlatırım. Hanımefendi, Mimarlık Fakültesinde eğitimci olarak çalışıyor, fakat mesleğini sanat gibi ruha hitap eden ve güzellikler yaratan bir değere layık görmüyor. Sanatı aşağılık bir şey gibi mi görüyor, yoksa mesleğini her şeyin üstünde tutarak sanatı mı küçük görüyor, bilemiyorum. Oysa ben her mesleğin bir sanatsal yanı olduğuna, kendi mesleğimin de bir sanat olduğuna inanıyor ve bununla gurur duyuyorum. Öyle ya, pek çok meslektaşım farkında olmasa da, Elektronik Mühendisliği de bir sanattır. Nasıl mı? Bu da bir başka yazımın konusu olsun izninizle.

Sağlıcakla Kalın.

Kaynaklar:

M. Haluk Saran / 16.08.2024

Bir yanıt yazın